Pazar, Mayıs 12, 2024
Ana SayfaBilimGıdaCOVID-19 sonrası gıda sorunu.

COVID-19 sonrası gıda sorunu.

Hayvan hastalıkları uzmanları, evcil hayvanların ve evcil hayvanların koronavirüsü yayabileceği korkusunu sakinleştirmeye çalışmaktadır, çünkü kilitlenmeler bazı düşük gelirli ülkelerde protein kaynaklarını kıt hale getirmektedir.

Birçok toplumda tavuk, inek ve diğer hayvanlar yumurta, süt ve et için evde tutulur. Kediler ve kaplanların, SARS-CoV-2 virüsünün neden olduğu hastalık olan COVID-19 ile daraldıklarına dair son raporlar, tarım ve refakatçi hayvanların bundan sonra olabileceğine dair korkulara yol açtı. Afrika domuz domuz ateşi , koronavirüs kilitleme kısıtlamalarının neden olduğu yem kıtlığı nedeniyle milyonlarca tavuk katledilmeden önce

Afrika domuz ateşi geçen yıl ülke domuzlarının yüzde 40’ına çıkmasına neden olduğu için zaten protein kıtlığı ile mücadele ediyordu . *

Lübnan’da, belediyeler ve bireyler, koronavirüs korkuları ve ekonomik baskılar nedeniyle köpekleri öldürmek için zehirli etleri sokaklarda bırakmak, refah grubu Hayvanlar Lübnan’ı zehirlenme kaynaklarını ve semptomlarını tanımlamak için tavsiye vermeye teşvik etmekle suçlanıyorlar .

“Tarım açısından bakıldığında, başlangıçta hayvanlardan gelmesine rağmen insandan hayvana – antropo-zoonotik vakalar gibi görünmüyor.”

Eric Fèvre, Uluslararası Hayvancılık Araştırma Enstitüsü

Liverpool Üniversitesi’nde veterinerlik bulaşıcı hastalıklar profesörü olan ve Kenya’daki Uluslararası Hayvancılık Araştırma Enstitüsü’ne ortak olarak atanan Eric Fèvre, komşu Tanzanya’daki bir süt endüstrisi temsilcisinin insanların koronavirüs ile ineklere bulaşabileceği endişeleri konusunda tavsiye istediğini söyledi.

Fèvre, insanların evcil hayvanlarının COVID-19 kaynağı haline gelmesinden endişe etmemeleri gerektiğini söyledi.

“Tarım açısından bakıldığında, başlangıçta hayvanlardan gelmesine rağmen herhangi bir antropo zoonotik vaka yok gibi görünüyor” diyor.

Almanya’nın ulusal hayvan sağlığı enstitüsü Friedrich-Löffler-Institut, hayvanların SARS-CoV-2’ye olan duyarlılığını nihai sonuçlar ve analizlerle test ediyorMayıs başında bekleniyor. Şimdiye kadar elde edilen bulgular, özellikle domuzlar ve tavuklar virüse karşı duyarlı değildir, diğer son çalışmalarla uyumludur.

Çin’deki araştırmacılar SARS-CoV-2’nin köpeklerde, domuzlarda, tavuklarda ve ördeklerde yetersiz olduğunu , ancak gelinciklerde ve kedilerde etkili bir şekilde çoğaldığını buldular . Şu anda akran değerlendirmesi tarafından onaylanmamış bir ön baskı olan çalışma, kedilerin laboratuvardaki diğer kedilere enfeksiyon bulaştırabildiğini buldu, ancak Fèvre, insanların kedilerden COVID-19’u elde edebileceğine dair hiçbir kanıt olmadığını söyledi.

Bir konağı enfekte etmek için virüs, eşleşen hücre yüzeyi proteinleri gerektiren solunum yolu hücrelerine girebilmelidir. Fèvre, türlerin kendi koronavirüslerine duyarlı olmalarına rağmen, hücre yüzeyleri farklıysa türler arasında atlayamazlar.

SARS-CoV-2 insanları mutasyona uğratıp enfekte ederken, proteinin diğer türlerle ‘kilit ve anahtar’ eşleşmesine sahip olmadığını söylüyor.

“İnsan nüfusunda boş bir tuval buldu. Tabii ki, tekrar mutasyona uğramayacağı konusunda indirim yapamayız, ancak bu aşamada bunu yapacağına inanmak için bir neden yok ”diyor Fèvre.

Londra Hijyen ve Tropikal Tıp Okulu’nda bulaşıcı hastalık epidemiyolojisi profesörü David Heymann, SciDev.NetBrezilya’nın ilk SARS-CoV-2 vakasında bulunan mutasyonlar virüs sabit kaldığı için alarm için bir neden değildi.

Hindistan Gıda Güvenliği ve Standartları Kurumu, tavukların COVID-19’u yayabileceğine dair korkulara yanıt verdi ve mevcut bilgilerin yumurta ve et yemenin güvenli olduğunu gösterdiğini ve Dünya Sağlık Örgütü ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) tarafından özetlenen genel hijyen uygulamalarını sağladığını söyledi. takip etti.

Türkiye’de  yayımlanan bir makalede şu bilgilere yer verilmektedir.

Bilinen gerçek, SARS-CoV-2 solunum yolu hastalığı olup, birincil iletim yolu kişiden kişiye temas yoluyla ve solunumla doğrudan temas yoludur. Enfekte bir kişinin öksürüğü, hapşırığı ile damlacık şeklinde yayılan virüsün nefes alınıp verilme ile sağlam kişilere bulaşmasının hastalığın geçişi olarak en etkili oluşudur. Bu nedenle, dünyada uzman açıklamaları da hastalığın gıda veya ambalaj ile bulaşmasının pek mümkün olmadığını söylemeleri yanında bu güne kadar gıdalarla bulaştığına veya sindirim yoluyla bulaştığına dair bir veri bulunmamaktadır. Corona virüsler yiyeceklerde veya ambalajlarda çoğalamazlar, gelişip çoğalmak için konak olarak bir hayvan veya insana ihtiyaç duyarlar. Burada şu konuya da dikkat etmek gerekir. SARS-CoV-2 konak olarak insana ihtiyaç duyduğu gibi virüs partikülleri ile gıda ve ambalajların taşıyıcı olabilmeleri nedeniyle dışardan alınan gıda veya ambalaja vb temas ettikten sonra ellerin yıkanmadan ağız, burun ya da göze temasından kaçınılması ve mutlak suretle ellerin sabunlu suyla en az 20 sn yıkanması gerekmektedir.

Bugünkü kanıtlar mevcut virüsün yakın temas ile hapşırık, öksürük veya fomitlerle (enfeksiyonla teması olan ve enfeksiyon nakletme özelliği gösteren herhangi bir cisim) taşınarak damlacıkla ağız, burun veya göze ulaşmasının en önemli geçiş yolları olduğunu göstermiştir.

Bulaşmada alternatif olarak, hastalardan yayılan enfektif damlacıkların hava yoluyla nesnelere veya yüzeylere ulaşması ve sağlıklı insanların bu yüzey veya cisimlere dokunduktan sonra ellerini ağız, burun veya gözlerine sürmeleridir. Örneğin, virüsle bulaşmış kapı kolları, elektrik düğmelerine temas veya hastalarla tokalaşmadan sonra ellerin yüze götürülmesinin de geçiş yolu olduğu bilinmektedir. Son araştırmalar SARS-CoV-2’nin yüzeylerde uzun süreler kalabildiğini, örneğin plastik ve paslanmaz çelik üzerinde 72 saat, kartonda 24 saat kadar aktif olduğunu göstermektedir. Fakat bu çalışma kontrollü laboratuvar ortamında gerçekleştirilmiş olup, doğal ortamda virüsün aktivitesinin değişebileceği unutulmamalıdır.

Aynı zamanda SARS-CoV-2 genetik materyali (RNA) olmasına rağmen, enfekte hastaların dışkı örneklerinden izole edilmiş fakat bugüne kadar fekal-oral bulaşma bildirilmemiştir.

Bu bağlamda, mevcut virüsten korunmada gıda sektörünün de önlemler alması zorunludur. Çünkü birçok meslek insanı için, evden çalışarak, uzaktan çalışma ve çevrimiçi veya internet üzerinden tartışmalar ve toplantılar gerçekleştirilerek iş hayatı sürdürebilir. Ancak gıda sektörü çalışanlarının, evden çalışma şansları yoktur ve olağan işyerlerinde çalışmaya devam etmektedirler. Gıdaların besin zinciri boyunca hareketini sürdürmek, gıda üzerindeki tüm paydaşların zincire katkıda bulunması gerekmektedir. Bunun sonucunda da tüketici endişelerinin ortadan kaldırılması, gıda güvenliği ve halk sağlığını korumak temel amaçtır.

Bu amaçla, gıda endüstrisinde “Çiftlikten Sofraya Gıda Güvenliği” uygulamaları zaten bulunmaktadır. Bu sistemler içinde Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktalarının Analizine Dayalı HACCP, iyi üretim teknikleri, iyi hijyen uygulamaları vb. gıda güvenliği uygulamaları ile gıda işletmelerinde tehlike ortadan kaldırılmakta veya riski minimuma indirilmektedir. Bugün için bu uygulamalara ek olarak, alınacak fiziksel mesafe ve katı hijyen ve sanitasyon önlemleri SARS-CoV-2 için de önem arz etmektedir.

Mevcut virüsten korunmak içinde öncelikle gıda işletmelerinde çalışan personele yayılmayı önleme konusunda yazılı talimatlar ve eğitim verilmelidir. Hasta veya hastalıktan şüpheli kişiler çalıştırılmamalı ve bunlarla temas eden kişiler de 14 günlük karantinaya alınmalıdır. Ayrıca bu dönemde, çalışan personellin kişisel hijyen eğitimleri arttırılmalı ve tekrarlanması önemlidir. Bu uygulamalar virüsün çalışanlardan gıda yüzeylerine ve ambalaj materyallerine bulaşması riskini azaltabilir veya tamamen önleyebilir. Bu amaçla çalışanların maske ve eldiven kullanması gıda ile temasın önlenmesinde en önemli koruyucu önlemdir. Kanatlı eti sektöründe de çalışanlar bu hijyen uygulamalarına birebir uyduğu gibi maske, eldiven ve etkili el yıkama ve sanitasyon uygulamaları gıdadaki riski azaltmaktadır. Ek olarak, bazı durumlarda, enfekte insanlar belirti göstermeyebilirler. Bu nedenle yüksek temas alanları olarak bilinen tuvalet, kapı kolları, giyinme odaları dolapları, telefon vb alanlar potansiyel olarak virusla bulaşık olabilir. Korunmak için işletmede birçok alana el ve yüzey dezenfektanları konulması ve temizlik yapılması önemlidir. Corona virüsü, zarflı bir virüs olup, enfektivitesini azaltmak için klor, kuaterner amonyum, alkol (etanol, propan-2-ol, propan-1-ol) bazlı dezenfektanlar bu amaçlı kullanılabilir.

Sonuç olarak, gıdalar bugünkü bilgilerimize göre SARS-CoV-2 için doğrudan bulaş kaynağı değildir. Bununla beraber gıda yüzeyleri veya ambalajlarının virüsü taşıyabileceği bilinmelidir. Bu nedenle de gıda ve ambalajlarından korunmak ve endişe etmek yerine ne yapacağımızı iyi bilmeli, açık ürün tüketmeden kaçınılmalı, yıkanabilir sebze ve meyveleri iyice yıkamalı, güvenlik için yeteri pişirme (72 ℃) yapılmalı, her şeyden önce çiğ materyal veya ambalajlara temas ettikten sonra ellerin sabunlu suyla iyice yıkanması (en az 20 sn) kirli ellerle burun, ağız ve gözlere temas edilmemesi ve genel hijyen kurallarına uyulması korunma için yeterlidir. Bununla birlikte ülkemizde kanatlı sektörünün uluslararası boyutlarda rekabet edecek düzeylerde olduğu ve özellikle de çalışma prensipleri içerisinde markalı ürünlerin mevcut virüsten önce de “Çiftlikten Sofraya Gıda Güvenliği ve Halk Sağlığı konseptinde üretim yaptıkları, firmaların gıda güvenlik sistemleri uyguladıkları ve ayrıca resmi otorite denetimlerinin mümkün olduğunca titizlik ve hassasiyetle yapıldığı bilinmelidir.

RELATED ARTICLES

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

- Advertisment -

Son Güncel Haberler

Yorumlar